david fincher

mrvai
kendisi video klip yonetmenidir. gercekten cok basarili bir yonetmendir.yakin zamanda jimmy hendrix in hayati ile ilgili film senaryosunu fincher’a cekmesi icin goturulmustur.
benim ya
fight club cekimlerinde istedigi enstanteneler ugruna normalden 3 kat fazla film yakmis director. özellikle fight club ve seven mükemmeldir...
independence
david leo fincher, 1962 doğumlu amerikalı klip ve film yönetmeni. eserlerinde insan doğasının karanlık ama gösterişli portresini çizmesiyle tanınan yönetmenin bazı filmleri: “alien 3” (1992), “se7en” (1995), “the game” (1997) ve “fight club” (1999).


28 ağustos 1962 yılında colorado’da dünyaya gelen fincher, marin county, kalifornia’da büyüdü. henüz 20li yaşlarına gelmeden oregon’a taşındı ve lise eğitimini burada tamamladı. “butch cassidy and the sundance kid” adlı filmden etkilenen fincher, 8 yaşında kamerasını eline aldı. 1980 yılında industrial light and magic adlı firmada kendine iş bulan yönetmen burada “return of the jedi”ın kadrosuna girmeyi başardı.1984 yılına kadar bu işte çalıştı. sonrasında bu firmadan ayrılarak “the beat of the live drum” adlı belgeseli çekti. sonrasında nike, pepsi, converse ve levi’s gibi markaların tanıtım filmlerini çekti ve müzik klipleri çekmenin bir şeyler denemek için daha iyi bir platform olduğunu anladı. aralarında madonna, george michael, aerosmith, paula abdul, rolling stones, nine inch nails ve a perfect circle gibi dünyaca ünlü isimlere klipler çekti. bir çok klip yönetmeni gibi fincher da, bir süre sonra sinemaya geçti.
ilk yönetmenlik deneyiminde en pahalı film olarak kabul edilen “alien 3” ile ilk çıkışını yaptı. ne yazık ki, fincher bu deneyimden pek de memnun kalmadı. senaryo bitmeden set kurduran ve yapımı bir kabusa çeviren 20th century fox ile zor zamanlar geçirdi. bu filmiyle özel efektler dalında oscar’a aday gösterilmesine rağmen, eleştirmenlerden ve seyircilerden olumlu eleştiriler alamadı. ünlü yönetmen, hayalkırıklığına uğramış ve bunalmış bir şekilde, reklam ve klip dünyasına geri döndü ve “rolling stone”un “love is strong” klibiyle grammy kazandı.

sonra, iki dedektifin, cinayetlerini 7 ölümcül günahtan ilham alarak gerçekleştiren bir seri katilin peşine düşmelerini konu alan “se7en” adlı filmi çekti. bu film ile dünya çapında 300 milyon doların üzerinde hasılat yapan fincher, “ünlü” yönetmenler arasına girmeyi başardı.ardından, 1997 yılında karanlık-macera filmi “the game”i çekti. 1999 yılında amerika’da gişe hasılatında hayalkırıklığı yaratan ve tepkiler alan ancak sonrasında eleştirmenler ve seyirciler tarafından oldukça beğenilen; chuck palahniuk’un aynı adlı eserinden uyarlanan “fight club”ı çekti. bu başarıları 2002 yılında “panic room” adlı gerilim filmi takip etti. gişede başarılı bir hasılat yapmasına rağmen bu film, “fight club”, “se7en” ve “the game” kadar iyi karşılanmadı.

çağdaş sinemanın büyüleyici görsel stilisti olarak kabul edilen fincher, 8 yaşındayken 8 mm lik kamerasıyla deneysel çalışmalara başladığında, büyüdüğünde bir yönetmen olacağını biliyordu. halen sinema alanında büyük bütçeli film projelerine sahip olan ünlü yönetmen 2007 ve 2008 yılında sırasıyla vizyona girecek olan “zodiac” ve “the curious case of benjamin button” üzerinde çalışıyor.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol